Boston Üniversitesi’nde bilim karşıtı tutumları inceleyen siyaset bilimci ve sağlık hukuku uzmanı Matthew Motta, “Siyasi kutuplaşma sağlığımıza hemen her şekilde zarar veriyor,” diyor ve ekliyor: “Sağlığın neredeyse tüm alanları günümüzde politize olmuş durumda.” Bu, seçilen adayların ve diğer otorite figürlerinin kötü sağlık politikası kararları almasına ve sağlık davranışlarını partizan ideolojilerle ilişkilendirecek şekilde halkla iletişim kurmasına yol açıyor. Böylece; her şeyi siyah ya da beyaz gören bir halk, uzmanlara güvenmeme, açık sağlık yararları olan politikalardan hoşlanmama, açık sağlık riskleri taşıyan politikaları benimseme ve kendine zarar veren seçimler yapma olasılığı daha yüksek hâle geliyor.
New York Üniversitesi’nde sosyal kimlik ve ahlak üzerine çalışmalar yapan psikolog Jay Van Bavel, bu dinamiklerin tek bir partiye özgü olmadığını belirtiyor: “Hiç kimse, kutuplaşmanın beyin üzerindeki oyunlarından muaf değildir.”
Kuzey Carolina Üniversitesi'nde siyaset bilimci ve sağlık politikaları uzmanı olan Jonathan Oberlander, yakın zamanda yayımladığı bir makalede, siyasi kutuplaşmanın hem bireyler hem de seçilen kişiler üzerindeki etkileriyle, insanların sağlığını nasıl olumsuz etkilediğini açıkladı.
Siyasi kutuplaşma, insanların “riskli olanı” nasıl yorumladığını ve kime güvenip kimi dinlediğini büyük ölçüde şekillendiriyor. Bu da hangi sağlık hizmetlerine eriştiklerini ve davranış biçimlerini fazlasıyla belirliyor. Oberlander’a göre, kutuplaşmadaki bu dinamik, ABD’de Covid ölüm oranlarının Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında bu denli dramatik bir şekilde farklılık göstermesinin de temel nedenlerinden biriydi. Parti bağlılığı, insanların aşı olmaya, maske takmaya, sosyal mesafeyi korumaya ve diğer önleyici tedbirleri almaya ne kadar istekli olduğunu da belirledi. Cumhuriyetçiler bu önlemleri alma konusunda daha az isteklilerdi ve bu da Covid’den ölme olasılıklarını artırdı.
Kutuplaşmış bireyler ayrıca, karşı taraftaki insanlara yardımcı olabileceğini düşündükleri politikaları reddetmeye de daha yatkınlar. Motta’nın “partizan schadenfreude” (karşı tarafın acısından zevk alma) olarak adlandırdığı şeyin yükselişi, insanların giderek diğer partideki insanların acı çekmesinden keyif almasına neden oluyor. Covid sırasında, “Cumhuriyetçiler, evde kalma emirleri nedeniyle Demokratların işlerini kaybetmesinden keyif aldı, Demokratlar ise Cumhuriyetçilerin enfekte olarak hastalanmasından keyif aldı,” diye açıklıyor Motta.
Van Bavel, sol eğilimli Amerikalıların Covid’in risklerini daha ciddiye alma olasılığı daha yüksek olsa da, 2014’teki Ebola salgını sırasında Cumhuriyetçilerin, Demokratları korkularıyla geride bıraktığını belirtiyor. “Amerika’daki Demokratların, salgınlar ve pandemilerle ilgili bilimsel açıklamalara ve risklere özel bir duyarlılık kapasitesi yok,” diyor. “Bu, sol ve sağdaki kutuplaşmış insanların diğer partinin herhangi bir sağlık tehdidini yönetme becerisine olan güvensizliğiyle ilgili.”
Kutuplaşma, halkın sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla olan ilişkisine de sızıyor. İletişim şirketi Edelman tarafından yapılan bir anket, insanların bilimin politize edilmesinden, tıbbi bakım maliyetinden korktukları kadar korktuklarını ortaya koydu. Ankete katılan 18-34 yaş arasındaki kişilerin %41’i, kendileriyle farklı bir siyasi görüşe sahip bir sağlık hizmeti sağlayıcısından gelen tavsiyelere güvenmeyeceklerini veya tamamen ilişkiyi keseceklerini söyledi.
Hemşireler başta olmak üzere diş hekimleri, doktorlar ve eczacılar gibi sağlık çalışanları, Amerikalılar için tarihsel olarak sağlık açısından en güvenilir bilgi kaynaklarından biri olmuştur. Peki, sağlık çalışanları zaten yetersizken, politika bu bağı bozarsa ne olur?
En temel seviyede, kutuplaşma insanları sadece hasta hissettiriyor. İnsanlar ister muhafazakâr ister liberal olsun, yaşadıkları eyaletteki ortalama seçmenden politik olarak uzak oldukları algısı bile depresyon ve anksiyete bozuklukları, uyku sorunları ve fiziksel sağlık problemleri geliştirme risklerini artırıyor.
Sonuç olarak, politik olarak kutuplaşmış bireylerin, yalnızca “onların adamı” söylediği için kendine zarar veren sağlık tercihleri yapma olasılığı daha yüksek. Bu, sağ eğilimli Amerikalıların (zararlı etkileri ve maliyetine rağmen) Covid için antiparaziter ilaçlar olan ivermektin ve hidroksiklorokin kullanmaya çalışmaları, güvenli ve hayat kurtarıcı olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen aşıyı reddetmeleriyle de görüldü.
Aşırı partizan kişileri sosyal medyada takip etmeyi bırakın: Jay Van Bavel’in araştırmaları, feed’inizden en kışkırtıcı söylemlere sahip kişileri çıkarmanın, karşıt siyasi görüşlere sahip insanlardan nefret etme duygusunu azaltacağını gösteriyor. Deneylerinde, bu tip öfke körükleyicileri takipten çıkarmak o kadar olumlu bir deneyim oldu ki, katılımcıların çoğu deneme süresi sona erdikten sonra bu kişileri tekrar takip etmeyi tercih etmedi. Bavel, “Bu, bir tümörü vücudunuzdan çıkarıp atmak gibi,” diyor.
Politik hobi yerine gerçek hayatta katılım sağlayın: Siyaseti bir spor gibi görmekten —takımınızı çevrimiçi desteklemek, insanlara sataşmak, sosyal medyada paylaşmak için meme’ler yapmak— yüz yüze siyaset yapmaya geçin, diyor Van Bavel. Kapı çalın, insanlarla konuşun ve duygusal tatmin yerine iş birliğine odaklanın. Bu, siyasetin arkasında hepimizin sadece insan olduğunu hatırlamanıza yardımcı olur.
Küreselleşmenin doruk noktalarını yaşıyoruz. Ulus devleti, hatta belki fazla ileriye gitmek olacak ama milliyetçilik kavramı artık her zaman olduğundan daha geçirgen. Bunun aksine A...
Barcelona’da yeni açılan Museu de l’Art Prohibit savaş uçağında çarmıha gerilmiş İsa, geleneksel kıyafetleri içinde mastürbasyon yapan Meryem Ana gibi eserler sergileniyor. Müzenin temasını anlamak çok da zor değil.