Bilimsel bir çalışmaya göre ağrı kesiciler daha cesur kararlar aldırıyor olabilir
Gizem Melis Kaya
13 Nisan 2025

Sabah uyanıyorsunuz, başınız zonkluyor ya da karnınızda bir ağrı var... Elinizi attığınız ilk şey ne? Çoğumuz için cevap basit aslında: Dolabın arkasında duran bir ağrı kesici. Bir bardak suyla yutuyorsunuz ve hayatınıza devam ediyorsunuz. Günlük rutinimizin bu kadar sıradan bir parçası hâline gelen bu küçük haplar, gerçekte sandığımızdan daha karmaşık bir hikâye anlatıyor olabilir. 

Ohio Eyalet Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmada parasetamolün risk alma davranışına etkisi incelendi. Araştırmacılar 545 genç yetişkini iki gruba ayırdı. Bir gruba 1000 mg parasetamol, diğerine ise sadece etkisiz bir ilaç (plasebo) verdiler. Sonra katılımcıların risk alma davranışlarını ölçmek için Balon Analog Risk Görevi (BART) adı verilen bir test uyguladılar. Bu testte katılımcılar ekrandaki sanal bir balonu şişiriyorlar, her şişirme işleminde puan kazanıyorlar, ancak balon patlarsa tüm puanlarını kaybediyorlardı. Bu basit gibi görünen test, aslında gerçek hayattaki risk alma davranışlarını ölçmek için sıklıkla kullanılıyor.

Sonuçlar oldukça dikkat çekiciydi.
Parasetamol alan katılımcıların balonu şişirirken patlama ihtimaline karşı çok daha az kaygı duydukları tespit edildi. Plasebo alan gruptakiler balon büyüdükçe endişe hissederken, parasetamol kullananlar bu kaygıyı neredeyse hiç yaşamadı ve daha yüksek risk aldı. Katılımcılardan bir günlük gelirle bahis oynamak, bungee jumping yapmak ya da emniyet kemeri takmadan araç kullanmak gibi varsayımsal risk senaryolarını değerlendirmeleri istendiğinde de benzer sonuçlar ortaya çıktı.

Nörobilimci Baldwin Way bu durumu şöyle açıklıyor: “İnsanlar riskli bir durumu düşündüklerinde daha az endişe hissediyor, adeta korku ortadan kalkıyor.” 

Bu bilgilere göre ağrı kesiciler beynimizin yalnızca ağrı algılayan bölümlerini değil, aynı zamanda duygusal tepkilerimizi ve risk değerlendirmemizi de etkiliyor.

Bununla birlikte araştırmacılar, ilacın risk alma davranışı üzerindeki etkilerinin, belki de kaygının azalması gibi başka psikolojik süreçler yoluyla da açıklanabileceğini belirtiyorlar. ABD’de nüfusun yaklaşık %25'inin her hafta parasetamol kullandığı düşünüldüğünde, konunun önemi daha da artıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘temel ilaç’ olarak kabul edilen parasetamol, tüm dünyada en yaygın kullanılan ilaçlardan biri olmaya devam ederken, Ohio Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacıların da vurguladığı gibi, ‘Reçetesiz satılan ilaçların seçimlerimiz ve aldığımız riskler üzerindeki etkileri hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.’

Kaynak: ScienceAlert
Gizem Melis Kaya

Dijital İçerik Editörü