Yıl sonuna doğru yaklaşırken; muhteşem cuma, müthiş pazartesi, acayip çarşamba derken dört bir yandan indirim haberleri gelmeye şimdiden başladı. Alışveriş çanları, yalnızca Türkiye için değil dünya için de çalıyor üstelik. Bu alışveriş dönemlerinde ise birçoğumuz, indirim oranlarının cazibesine kapılıp “yarınlar yokmuşcasına harcama” yapabiliyoruz.
Ekonomik koşulların giderek zorlaştığı bir ülkede, böyle harcama yapmak biraz şımarıklık gibi algılanıyor olabilir. Fakat bu alışveriş alışkanlığının arkasında sosyoekonomik bir sendrom da yatıyor olabilir.
“Doom Spending”, yani Türkçede “Kıyamet harcaması” veya “Umutsuzluk harcaması” olarak adlandırılan bu kavram, tam olarak bu sendroma odaklanıyor.
"Doom spending”, bireylerin gelecekle ilgili kaygı veya endişe hissettiklerinde alışveriş yapma eğilimlerini artırmalarını ifade eden bir kavram. Ekonomik belirsizlik, iklim değişikliği ve sosyal problemlerin genç nesil üzerinde oluşturduğu umutsuzluk duyguları, onların geleceğe yatırım yapmak yerine kısa vadeli hazlara, mutluluklara yönelmelerine sebep olabiliyor.
Özellikle Y ve Z kuşakları arasında yaygın olan bu eğilim, Türkiye'de ve dünyada gençlerin lüks tüketim ve gereksiz harcamalara yönelmesine yol açıyor.
Türkiye’de, artan enflasyon ve yaşam maliyetinin gençlerde umutsuzluk yaratması, birçok gencin geleceğe dair plan yapmayı anlamlı bulmamasına neden oluyor.
NielsenIQ’nun yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’deki gençlerin büyük bir kısmı; finansal plan yapmaktan kaçınıyor ve bu nedenle birikim yapmadan, anlık mutluluk için tüketim yapıyor.
Yurt dışında da bu kavrama dair yorumlar benzer. Örneğin, ABD'de yapılan araştırmalar, ekonomik kaygılar nedeniyle Amerikalıların %25’inin "doom spending" yaptığını gösteriyor. Uzmanlar, bu tür harcamaların, bireylerin kontrol hissini artırdığını belirtse de, uzun vadede mali istikrarı bozabileceğini ve birikimlerin azalmasına neden olabileceğini ifade ediyor.
Türkiye’de Klinik Psikolog Sedef Koç Bal ise bu durum için şöyle diyor: “Geleceğe dair umutsuzluğun üst seviyelerde olduğu bir dönemdeyiz. Belirsizliklerin arttığı bu dünyada bireyin elinde tutabildiği tek gerçek ‘içinde bulunduğu an’. Yarın ne olacağını bilememek, bireyleri bugün kendilerini iyi hissettirecek şeyler almaya teşvik ediyor.”
İlk etapta “şımarıklık” gibi algılanan bu harcama psikolojisi aslında sahip oldukları ve elde ettikleriyle geleceği inşa etme konusunda “umudu azalan” insanların geliştirdiği bir savunma mekanizması.
Fakat bu harcama eğilimi insanları, içinden çıkması zor bir kısır döngüye de itiyor.
Uzman psikologlar yaklaşan yıl sonu indirimlerine karşı bilinçli hareket etme konusunda uyarıyor ve “Doom Spending” eğilimi gösterenler için profesyonellerden destek alınmasını da öneriyor.
Araştırmacılar mutluluğun öğrenilebileceğini ve ne kadar çok pratik yaparsanız o kadar mutlu olacağınızı keşfetti. Mutluluğun neden geçici olduğunu yani neden belirli bir süre...
Karar vermek bazen oldukça zor olabilir, özellikle hayatınızda önemli değişiklikler yapmak üzere olduğunuzda. İster ev satın almak, ister iş değişikliği yapmak olsun, hepimizin y...