Yarınlar yokmuşçasına alışveriş yapma sendromu: “Doom Spending”
Furkan Yücel
14 Kasım 2024

Yıl sonuna doğru yaklaşırken; muhteşem cuma, müthiş pazartesi, acayip çarşamba derken dört bir yandan indirim haberleri gelmeye şimdiden başladı. Alışveriş çanları, yalnızca Türkiye için değil dünya için de çalıyor üstelik. Bu alışveriş dönemlerinde ise birçoğumuz, indirim oranlarının cazibesine kapılıp “yarınlar yokmuşcasına harcama” yapabiliyoruz.

Ekonomik koşulların giderek zorlaştığı bir ülkede, böyle harcama yapmak biraz şımarıklık gibi algılanıyor olabilir. Fakat bu alışveriş alışkanlığının arkasında sosyoekonomik bir sendrom da yatıyor olabilir. 

“Doom Spending”, yani Türkçede “Kıyamet harcaması” veya “Umutsuzluk harcaması” olarak adlandırılan bu kavram, tam olarak bu sendroma odaklanıyor.

Kısa Vadede Mutluluk Peşinde Koşmak

"Doom spending”, bireylerin gelecekle ilgili kaygı veya endişe hissettiklerinde alışveriş yapma eğilimlerini artırmalarını ifade eden bir kavram. Ekonomik belirsizlik, iklim değişikliği ve sosyal problemlerin genç nesil üzerinde oluşturduğu umutsuzluk duyguları, onların geleceğe yatırım yapmak yerine kısa vadeli hazlara, mutluluklara yönelmelerine sebep olabiliyor. 

Özellikle Y ve Z kuşakları arasında yaygın olan bu eğilim, Türkiye'de ve dünyada gençlerin lüks tüketim ve gereksiz harcamalara yönelmesine yol açıyor​.

Gençlerde Gelecek Kaygısı Giderek Artıyor

Türkiye’de, artan enflasyon ve yaşam maliyetinin gençlerde umutsuzluk yaratması, birçok gencin geleceğe dair plan yapmayı anlamlı bulmamasına neden oluyor. 

NielsenIQ’nun yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’deki gençlerin büyük bir kısmı; finansal plan yapmaktan kaçınıyor ve bu nedenle birikim yapmadan, anlık mutluluk için tüketim yapıyor.

Yurt dışında da bu kavrama dair yorumlar benzer. Örneğin, ABD'de yapılan araştırmalar, ekonomik kaygılar nedeniyle Amerikalıların %25’inin "doom spending" yaptığını gösteriyor. Uzmanlar, bu tür harcamaların, bireylerin kontrol hissini artırdığını belirtse de, uzun vadede mali istikrarı bozabileceğini ve birikimlerin azalmasına neden olabileceğini ifade ediyor.

Türkiye’de Klinik Psikolog Sedef Koç Bal ise bu durum için şöyle diyor: “Geleceğe dair umutsuzluğun üst seviyelerde olduğu bir dönemdeyiz. Belirsizliklerin arttığı bu dünyada bireyin elinde tutabildiği tek gerçek ‘içinde bulunduğu an’. Yarın ne olacağını bilememek, bireyleri bugün kendilerini iyi hissettirecek şeyler almaya teşvik ediyor.

İçinden Çıkması Zor Bir Kısır Döngü

İlk etapta “şımarıklık” gibi algılanan bu harcama psikolojisi aslında sahip oldukları ve elde ettikleriyle geleceği inşa etme konusunda “umudu azalan” insanların geliştirdiği bir savunma mekanizması.

Fakat bu harcama eğilimi insanları, içinden çıkması zor bir kısır döngüye de itiyor. 

Uzman psikologlar yaklaşan yıl sonu indirimlerine karşı bilinçli hareket etme konusunda uyarıyor ve “Doom Spending” eğilimi gösterenler için profesyonellerden destek alınmasını da öneriyor.

Furkan Yücel

Bundle'da içerik üreticisi. Sinema ve çizgi roman geek'i, öykü yazarı ve ara ara sözcüklerin canlı bir organizma olduğuna inanan saf birisidir. Beyaz leblebilerden ise nefret eder.