Karar vermekte zorlananlar için yüzde 37 kuralı
A. Faruk Yıldız
12 Kasım 2024

Karar vermek bazen oldukça zor olabilir, özellikle hayatınızda önemli değişiklikler yapmak üzere olduğunuzda. İster ev satın almak, ister iş değişikliği yapmak olsun, hepimizin yaşadığı bir durumdur bu. Bazen, ne kadar çok seçenek olursa, karar verme süreci de o kadar karmaşıklaşır. İşte tam bu noktada, yüzde 37 kuralı devreye giriyor. 

Bu kural, belirsizliğe karşı bir strateji sunarak, size seçim yaparken gereksiz kaygılardan kurtulma fırsatı tanır. Karar verirken, ilk başta bazı seçenekleri reddedip, daha sonra gerçekten size en uygun olanı bulmak, rahatlamanızı sağlar. Unutmayın, mükemmel olanı bulmaya çalışırken, bazen en iyi seçeneği kaçırabilirsiniz. Bu nedenle, adım atmak, çoğu zaman hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir.

Yüzde 37 kuralı

Matematiksel bir formül olan yüzde 37 kuralı, matematikçilerin "sekreter problemi" dedikleri bir sorudan türetilmiş. Bu kural, hayatınızdaki en iyi kararı almanıza yardımcı olabilir.

Yeni bir şehre taşındınız ve güzel bir ev arıyorsunuz. Birkaç ev gezdikten sonra, bir tanesi size gerçekten hitap ediyor: geniş bir balkon, arkadaşlarınızla keyifli akşam yemekleri yapabileceğiniz büyük bir teras ve hemen sokak köşesinde çok iyi bir okul. Evi tutmaya hazır gibisiniz…

Ama bir düşünce aklınıza geliyor… Ya bir sonraki ev daha iyi olursa? Daha büyük bir balkon? Cumba ya da pembe panjurlu pencereler? Daha uygun fiyat? Hep bir sonrakini görme isteği sizi sarar. Gerçekten burada durmalı mısınız? Hayalinizdeki eve varmak için kaç adres daha gezmelisiniz ki "Evet, bu tam istediğim ev" diyebilesiniz?

Pişmanlık yaşamadan nasıl karar verilir? İyi haber şu ki, matematikçiler bu sorunun cevabını veriyor. Basit, pratik ve günlük hayatta her zaman uygulanabilir bir çözüm: Yüzde 37 kuralı.

Bu kural, matematikçilerin "sekreter problemi" dediği bir sorudan gelmiş. Diyelim ki mükemmel bir asistan işe almanız gerekiyor, ama tek bir sorun var: 100 aday var ve her görüşmeden sonra hemen karar vermelisiniz.

Geriye dönüş yok. Eğer birini reddederseniz, bir daha görüşme şansınız yok. Ne yapmalısınız? Yüzde 37 kuralına göre, ilk 37 adayı reddetmeniz gerekiyor, sonra ise önceden gördüğünüz herkesi geride bırakacak ilkini seçmelisiniz. Matematikçiler, bunun en iyi karar verme yolu olduğunu söylüyor.

Muhteşem bir sayı

Bu yüzde 37 kuralı, matematikte Euler sayısı (2,71828...) olarak bilinen bir sayıya dayanıyor. Bu sayı, faiz, nüfus artışı gibi pek çok farklı alanda ortaya çıkıyor ve şimdi de gündelik hayatımızda karşımıza çıkıyor. Bu yüzde 37'lik strateji ve başarı olasılığı, aslında 1’e, yani yaklaşık 0,368 ile ilişkili.

Bu sayı, seçeneklerimizi değerlendirmek için yeterli bilgi toplama ile doğru fırsatı kaçırma korkusu arasında denge kurar. Matematiksel kanıtlar da bu dengenin en iyi çözümü sunduğunu gösteriyor.

Peki bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak? İyi örnekler var mı?

Peki, bu yüzde 37 kuralı gerçek hayatta nasıl uygulanır? Bazı insanlar, bu kuralın önceden kaç seçenekle karşılaşacağınızı bilmenizi gerektirdiğini hatırlatıyor; ki bu, gerçek hayatta çok nadir olur. Her zaman 100 seçeneğiniz olmayabilir.

Örneğin, kariyer seçimi ve hedef belirleme sürecinde, ilk yüzde 37'yi farklı iş deneyimleri kazanarak, hangi alanda başarılı olabileceğinizi görmek için kullanabilirsiniz. Aynı şekilde, romantik ilişkilerde de ilk birkaç yıl boyunca farklı deneyimler yaşayarak, kendinize en uygun partneri bulma şansınız artar. Yatırım yaparken de, ilk yüzde 37'yi piyasayı test etmek ve küçük yatırımlar yaparak stratejilerinizi belirlemek için kullanabilirsiniz. Zaman yönetimi ve proje seçimi konusunda ise, ilk aşamayı araştırma ve planlama için ayırıp, sonrasında en iyi sonuçları alabileceğiniz stratejilere odaklanabilirsiniz. Bu kural, her zaman geçerli olmayabilir, ancak deneyim ve gözlem yaparak doğru kararı vermenize yardımcı olabilir.

Ama Brian Christian ve Tom Griffiths, “Penser en algorithmes” kitabında şunu yazıyor: "En iyi kiralık daireyi bulma şansınızı artırmak için, kiralık ilanların %37’sini gezmekle (bir ayınız varsa, on bir gün boyunca) zaman geçirin. Bu dönemde sadece gözlem yapın, karar vermeyin. Ama sonrasında, gördüğünüz her şeyden daha iyi olan ilk yer için hemen karar verin (ve depozito gibi her şeyle). Bu, sadece sezgisel tatmin edici bir seçim değil; kanıtlanmış en iyi çözüm."

Peki aşkın kanunu da bu mudur?

Aşk konusunda, matematikçi Michael Trick gençken matematiksel bir yaklaşım uygulamaya karar verdi. 18 yaşında aşka arayışa başladı ve 40 yaşına kadar durmamaya karar verdi. Bu süreçte 26 yaşında, tanıdığı her kadından daha çok beğendiği ilk kadına evlenme teklif etmeyi planladı. O yaşa geldiğinde "Mükemmel Kadın"la karşılaştı, diz çökerek evlenme teklif etti… Ama reddedildi. Bu da gösteriyor ki, bazen Machiavelli'nin dediği gibi, "En büyük risk, hiç risk almamaktır.".