Ancak pazarlama teknikleri sadece bu özellikleri ile kısıtlı değil. Yapımını üstlenen Royal Caribbean şirketine göre şimdiye kadarki en sürdürülebilir gemi. Geminin motorlarında sıvılaştırılmış doğal gaz kullanılıyor. Ancak kruvaziyerlerin her geçen yıl bu kadar büyümesi çevrecileri korkutuyor. Peki gemiler büyüdükçe çevreye verdikleri zarar da aynı ölçüde artar mı?

Aslında kruvaziyer gemilerin çevrecilerin topuna tutuluyor olma sebebi, tonlarca CO2 üretiyor olmalarıydı. Tonlarca demek belki yeterli etkiyi vermeyebilir, sadece 2019 yılında bu ultra lüks ve büyük yolcu gemileri 23 milyon ton CO2 üretti.

Ancak Royal Caribbean’ın bu tartışmada eli kuvvetli. Geminin 6 motoru dizel yakıta göre daha çevreci olduğu öne sürülen sıvılaştırılmış doğal gaz ile çalışıyor. Evet, sıvılaştırılmış doğal gazın diğer geleneksel gemi yakıtlarına göre daha temiz yandığı doğru. Yani CO2 salınımını azaltmış oluyor. Ancak bu yeterli değil. Karbon salınımı azalıyor demek maalesef çevreci demek değil. Aslında bir şeyi toparlamaya çalışırken daha büyük sorunlara yol açıyor. Metan sızıntılarına yol açtığını öne süren çevreciler karbon salınımından daha çok geriliyor bu konuda. Kısa vadede zararlı etkileri iklim için kabul edilemez. 

Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi'nin (ICCT) Denizcilik Programı Direktörü Bryan Comer, "Bu, yanlış yönde atılmış bir adım. LNG'yi deniz yakıtı olarak kullanmanın, deniz gaz yağından toplamda yüzde 120 daha fazla sera gazı emisyonuna yol açtığını tahmin ediyoruz" dedi.

Dünyamız geri dönülmez bir yolda yokuş aşağı gidiyor ve bunun en büyük sorumluları bizleriz. İklim bilimciler uzun bir süredir bu konuda uyarılarını yapıyor olsa da harekete geçip sorumluluk almak konusunda biraz geç kalmış durumdayız. 20 yıl içinde CO2’den çok daha kötü etki edecek. Kritik sıcaklık sınırını aşmamızın üzerinden daha sadece 3 ay geçmişken, küresel sıcaklık artışını tetikleyecek her konuda normalden daha dikkatli olmalıyız. 

Kaynaklar: 

Euronews Türkçe

Euronews

Gazete Oksijen