Zor bir konuşma nasıl yapılır?
Cenk Kayakuş
2 Ocak 2024

İnsanlar olarak konuşmayı severiz. Zira konuşmak birçok amaca hizmet eder: Zaman geçirmek, diğer kişiler ve dünya hakkında bilgi edinmek, birbirimizle bilgi alışverişinde bulunmak, eğlenceli anları paylaşmak vb. Bazen söylemlerimizin işlevi istediğimiz şeyleri elde etmeyi kolaylaştırmaktır: karşımızdakinin davranışlarında değişiklik yapmasını isteriz ya da bazı anlaşmazlıkları çözüme bağlarız. Bu tip riskli konuşmalar kimi insanlar için kaygı uyandırıcı olabilir çünkü ters gidebilecek çok şey vardır. Partnerimiz, istemediğimiz o şakayı bir daha yapmamasını söylediğimizde savunmaya geçecek mi ya da bunu yanlış mı anlayacak? En iyi dostumuza bir eleştiri getirdiğimizde eskisi kadar yakın olmayı bırakır mı? Ya da en kolayı; dilimizi ısırabiliriz ve içimizde bizi yiyip bitiren şeyin zamanla yok olmasını umabiliriz.

Imperial College Business School'da karşılıklı sohbette karar alma konusunu inceleyen yardımcı doçent Michael Yeomans, “Konuşmalardan önemli olmadıkları için kaçınmayız, tam aksine önemli olduğunu düşünüyorsak kaçınır ya da erteleriz,” diyor.


Ancak sonuç doğurabilecek konuşmalardan uzak durmak ilişkilere zarar verebilir. Önemli konular ele alınmadığında, en küçük endişeler bile kızgınlığa, öfkeye ve depresyona dönüşebilir ve çoğu zaman karşı tarafı tamamen şaşırtabilir. Eğer hiçbir zaman potansiyel olarak çetrefilli sohbetler yapmazsanız, kişilerarası çatışmayı çözmenin uygun yolunu asla öğrenmeme ve etkileşimde bulunduğunuz kişilerin davranışlarını değiştirme fırsatı yaratmama riskiyle karşı karşıya kalırsınız.


Neyse ki diğer kişiler hakkındaki endişe ve fikirlerinizi onları suçlamadan, utandırmadan veya öfkelendirmeden paylaşmak için kullanabileceğiniz bazı taktikler var. İhtiyaç duyulan tek şey bir plan, objektif bir bakış açısı ve karşınızdakinin en çok neye açık olacağına dair bir anlayış…

Konuşmaya başlamadan önce ne yapmalısınız?

Bir kişiye, onun hakkında yakınmadan veya bir eleştiriyi gündeme getirmeden önce, bunun tartışmaya değer olup olmadığına karar verin. Kötü bir ruh halinde misiniz ve yarın kendinizi farklı mı hissedeceksiniz? Sorun değiştiremeyeceğiniz ve yalnızca karşınızdakini irrite edici bir şey mi? (Eşinize anne-babasını sinir bozucu bulduğunuzu söylemek gibi)


Missouri Eyalet Üniversitesinde araştırmaları kişilerarası ve aile iletişimine odaklanan doçent Erin Wehrman, biraz durun ve tartışmanın alternatiflerini değerlendirin, diyor. Bu konuşmayı başlatmanın mümkün olan en iyi sonucu nedir? En kötüsü nedir? Olabilecek en kötü şey birkaç dakika boyunca tartışmanız olacaksa endişelerinizi dile getirmeyi düşünebilirsiniz.


Düşünmek için zaman ayırmak, durumu değerlendirirken daha objektif olmanızı sağlayabilir. Wehrman, boşlukları doldurup diğer kişinin niyetini varsaymak yerine, durumun gerçeklerine odaklanmaya çalışın diyor. Örneğin kuzeniniz hakkınızda bir yorum yaptı ve bu sizi kızdırdı. Bir komşunuz arabanız olduğunu bile bile evinizin önüne park etti ve kendinizi saygısızlığa uğramış hissettiniz. Wehrman, "İnsanların yaptıkları şeyleri neden yaptıklarına dair hikayemiz bize ait,” diyor, “Bu benim hikayem, bu benim fikrim. Gerçekleri toplamak ve sunmak, konuşacağınız kişiye savunmaya geçmeden kendi bakış açısını da açıklama fırsatı verir.”


Wehrman, “Konuşmak istediğiniz kişiyi kızdırdığınız veya hayal kırıklığına uğrattığınız için gergin hissediyor olabilirsiniz ve hissettiğiniz bu duygular çok normaldir,” diyor. “Bu sadece vücudumuzun strese verdiği tepkinin bir parçası.” Wehrman tam olarak ne söyleyeceğinizi hazırlamanızı ve ardından diğer kişinin yanıt verebileceği birkaç olası yolu düşünmenizi öneriyor. Her sonuç için bir planınız olsun. Endişelerinize savunmacı bir şekilde yanıt verirlerse, onların onaylayıcı ve anlayışlı olmalarını beklemekten daha farklı bir yaklaşım benimseyebilirsiniz. Bir ilişkiyi geliştirmenin kendinizi savunmayı gerektirdiğini kendinize hatırlatın.

Konuşmaya nasıl hazırlanılır?

Konunun tartışmaya değer olduğuna karar verirseniz, hedeflerinize dayalı bir planınız da olsun isteyeceksiniz. Başarmayı umduğunuz şey nedir? Daha sonra, konuşmayı farklı şekilde başlatmanın farklı yollarına dayanarak diğer kişinin nasıl tepki verebileceğini düşünün. Örneğin, diğer kişinin davranışlarını bir şekilde değiştirmesini, mesela çocuklarınızın önünde kullandığı dile daha dikkatli olmasını istiyorsanız, öfkenizi dışa vurmaktan kaçınmak istersiniz. Arizona Üniversitesi İletişim Bölümü Başkanı ve uzmanlığı kişilerarası ilişkiler olan davranış bilimcisi Chris Segrin, “Bunları kendi duygularınız için bir dinleme tahtası olarak kullanmaktan kaçının çünkü bu çok farklı hedeflere dönüşür,” diyor. “Bunu içimden, aklımdan çıkarmak istiyorum, aksine farklı görmek istediğim bir şey var; biraz değişiklik.”


Ortamı da düşünün. Lisanslı evlilik ve aile terapisti Kiaundra Jackson, kalabalık bir aile yemeği masasında veya 16 saatlik yorucu bir vardiyadan dönmüş biriyle derin bir sohbet başlatmak istemeyeceğinizi söylüyor. “Ancak eğer ruh halleri iyiyse, gülümsüyorlarsa, az önce iyi bir yemek yedilerse,” diyor, “Bu zor konuşmayı yapmak için iyi bir zaman olabilir.” En sevdikleri TV programını kesmeden önce sohbete açık olup olmadıklarını sormayı unutmayın.

Daha sonra ne zaman ayrılacağınıza dair bir plan yapın. Wehrman, eğer karşınızdaki sizi bağırmaya veya uyumsuz davranmaya başlarsa, biraz ara vermenizi ve konuyu daha sonra tekrar konuşmayı önermenizi söylüyor.

Diğer yanda Segrin, önceden zihinsel olarak ya da güvendiğiniz tarafsız bir kişiyle ne söyleyeceğinizin provasını yapmanızı öneriyor.

Konuşmaya nasıl başlanır?

Başlangıç herhangi bir zor konuşmanın en stresli kısmı olabilir. “Ben” ifadelerini kullandığınızdan emin olun. Segrin, birine yanlış bir şey yaptığını söylediğinizde suçlu hissedeceklerini ve muhtemelen savunmaya geçeceklerini söylüyor.


Eğer kararsızsanız, konuşmayı başlatmanıza yardımcı olacak uzman onaylı bazı ifadeleri aşağıda bulabilirsiniz:

Konuşmanın sorunsuz ilerlemesini sağlamak için kullanılacak beceriler

Yeomans, en zorlu görüşmelerde bile kullanılabilecek pek çok güven oluşturucu ve ilişki güçlendiren stratejinin bulunduğunu söylüyor. Basitçe diğer kişinin endişelerine açık olmak, saldırganlık yerine saygı kültürünü teşvik eder. Yeomans, “İnsanlar bir anlaşmazlıkta agresif davrandıklarında diğer insanların saldırganlıkla karşılık verdiğini fark etmedikleri zaman her zaman şok oluyorum,” diyor. “İyi şekilde başlarsan insanlar bu işareti senden alacaklardır.”


Yeomans, anlayışlılığın sinyalini vermek ve verimli sohbetleri teşvik etmek için bir “alıcılık tarifi” geliştirdi. Bu tarifteki stratejiler, diğer kişinin bakış açısını aktif olarak kabul etmeyi, her ikinizin de aynı fikirde olduğu alanları vurgulamayı, “Sanırım…” veya “Ben böyle görüyorum…” gibi bir dil kullanarak iddialarınızı yumuşatmayı, “Bunun yararlı olduğunu düşünüyorum…” gibi olumlu ifadeleri kullanmayı içeriyor. “Bunu yapmamalısın” demek ve kişisel hikayeleri paylaşmak yerine bu alternatiflerin daha işe yaradığını söylüyor.


Örneğin anne-babanıza nasıl bakacağınız konusunda kardeşinizin görüşüne katılmasanız bile, onların genel olarak dile getirdiği argümanları dinlediğinizi göstermeniz çok önemli: “Konunun nereden geldiğini anlıyorum”; “Ne demek istediğini anlıyorum” gibi basit cümlelerle bile bunu gösterebilirsiniz… Ya da endişelerini giderecek “Annemin ekstra desteğe ihtiyacı olduğuna katılıyorum” gibi… Ve alternatifler önerirken çok zorlayıcı olmaktan kaçınmak da gerekiyor. “Yarı zamanlı bir bakıcı yardımı bulmanın yararlı olacağını düşünüyorum; benzer durumda olan arkadaşlarımdan birisinin annesi hâlâ evinin konforundaydı, ancak ihtiyaç duyduğunda kolaylıkla yardım alabiliyordu.” Sevdiğiniz biri sizle hazırlıklı olmadığınız çetrefilli bir konuşma başlattığında, bu taktikleri cebinizde bulundurmak özellikle yararlı olabilir.


Konuştuğunuz kişiyi olayları tamamen sizin tarzınızda görmeye ikna etmeyi beklemeyin. Yeomans, bunun yerine sevdiğiniz kişinin durumu nasıl hissettiği veya gördüğü hakkında daha fazla bilgi edinmeyi hedeflemeniz gerektiğini söylüyor. “Bakış açınızı anlamak istiyorum” veya “Bu konuya nereden geldiğinizi anlamak istiyorum” gibi cümleler birinin fikrini tamamen değiştirmesi için baskı yapmaya çalışmaktan daha yapıcıdır.


Jackson, herkesin konuşmaya devam etmekte istekli olup olmadığını tartmak için tartışma boyunca sürekli olarak kendinize ve diğer kişiye danışın, diyor. Ara vermek veya başka bir zamanda tekrar konuşmak isteyip istemediklerini sorun. Eğer işler kızışıyorsa, biraz hava almak için birkaç dakika uzaklaşmanızı veya birkaç gün sonra sohbete yeniden başlamayı önerin.

Zor bir konuşmayı nasıl bitirebilirim?

Eğer konuşma bir çözüm noktasına ulaşırsa, öncelikle konuştuğunuz kişinin de durumdan memnun olduğundan emin olun. Segrin, “Onlarla bir anlaşmanız olduğunu asla varsaymayın,” diyor. Şunu sormayı deneyin: “Artık arkadaşlarımıza ilişkimizle ilgili kişisel ayrıntıları anlatmama planı konusunda ne kadar huzurlusun?” Onlara konuşmadan çıkarımlarını ifade edebilecekleri alanı verin. Segrin, “Çok fazla insan benim kendi fikrimi söylediğimi varsayarak bunları tamamlamayı başaramadı, her şey sihirli bir şekilde kendi kendine düzelecek sanıldı ama işler pek de öyle değil” diyor. “Onlara açıkça şunu sorun: 'Bunun gelecekte nasıl değişebileceği ve bu konuda ne kadar rahat olduğun konusunda bir anlaşmaya vardığımızı düşünüyor musun?' Böylece onlardan destek alıp alamayacağınızı görün.”


Wehrman, “Bir anlaşmaya varamasanız bile, konuştuğunuz kişiye endişelerinizi ciddiye aldığı için teşekkür ederek takdirinizi gösterin,” diyor. Segrin ise her zaman geleceğe odaklanmayı sürdürdüğünü söylüyor. Suçlama geriye dönüktür ve daha önce olmuş olanı değiştirecek hiçbir şey yapmaz. Segrin, “Eğer değişim istiyorsanız, bu geleceğe yönelik bir yönelimdir,” diyor. “Bu yüzden konuyu geleceğe saklayın ve geçmişte olanlardan kimin sorumlu olduğunu işaret ederek kendinizi buna kaptırmayın.”

Kaynak: Vox