Neredeyse hiç nakit para kullanmayan İsveç’te toplum nasıl etkileniyor?
Cenk Kayakuş
27 Aralık 2024

Dünya genelinde kartlar ve mobil uygulamalar, artık ödeme yapmanın varsayılan yolu hâline geldi. Ancak, nakit kullanımının en belirgin şekilde azaldığı yer İsveç. İsveç Merkez Bankası, ülkede dolaşımda bulunan nakit miktarının 2007 yılından bu yana yarıya indiğini belirtiyor.

Bu durumun bir kısmı, İsveç’e özgü bir yasadan kaynaklanıyor. Bu yasa, nakit kabul etmeye dair herhangi bir yasal zorunluluktan ziyade, “sözleşme özgürlüğünü” önceliklendiriyor. Başka bir deyişle, işletmelerin –buna bankalar da dahil– nakit kabul edip etmeyeceklerine kendilerinin karar vermesi gerekiyor. Toplu taşıma, mağazalar ve hizmetler genellikle nakit ödeme kabul etmiyor ve gişelerde fatura ödeme altyapısı bulunmuyor.

2012 yılında bir grup bankanın Swish adlı mobil ödeme uygulamasını geliştirmesiyle nakitsizliğe geçiş hız kazandı. 2017 yılı itibarıyla İsveç, diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha az nakit kullanıyordu. Bugün, nüfusun %80'inden fazlası bir Swish hesabına sahip.

Çoğu İsveçli için nakitsiz ekonomi hızlı ve pratik. Bir banka hesabınız ve teknolojiye erişiminiz olduğu sürece, neredeyse nakitsiz bir hayat yaşıyorsunuz. Ancak hâlâ nakite bağımlı olan az sayıda insan için hayat oldukça zorlaşıyor.

İsveç’te Nakite Bağımlı Olmak

Yeni araştırmalar nakitsiz yaşamanın dezavantajlı grupları nasıl etkilediğini gösteriyor. Bu kişiler, banka hesabı olmayan, krediye erişimi bulunmayan ya da dijital teknolojiyi kullanamayan kişilerden oluşuyor. Dolayısıyla da yoksulluktan kaynaklanan bir nakit bağımlılığı içinde yaşıyorlar.

Nakite bağımlı kaç kişinin olduğunu ölçmek zor olsa da özellikle yaşlılar dijital ortamda fatura ödemekte zorlanıyor. Bazı kişiler ise ya evsiz ya da akıl sağlığı sorunlarıyla mücadele eden kişiler. Diğer bir kesim ise çok düşük gelirle yaşıyor. Karşılaştıkları zorluklar hem pratik hem de kültürel. Kendilerini toplumun dışında, değersiz ve suçlu gibi hissediyorlar.

Eğer nakit sizin sahip olduğunuz tek para kaynağı ya da yardımsız kullanabileceğiniz tek ödeme aracıysa, bu “nakit balonlarına” sıkışıp kalıyorsunuz.

Nakit balonunda temel ihtiyaçları satın alabilir, sade kafelere gidebilirsiniz. Ancak otopark ücreti ya da faturalarınızı yardımsız ödeyemezsiniz. Yerel topluluk gruplarındaki gönüllüler, çoğunlukla başkalarının bankacılık işlerini yapmak için zaman harcadıklarını belirtiyor.

Örneğin Ukraynalı bir mülteci, göçmenlik statüsü nedeniyle banka hesabı açamadığından, yerel sağlık kliniğinden gelen bir faturayı nasıl ödeyeceğini bilemediğini söylüyor. Arabalarında yaşayan evsizler, nakitsiz park sayaçlarını kullanamadıkları için, akıllı telefonu ve banka hesabı olan kişilerden daha yüksek bir ücret karşılığında park ücretlerini ödemelerini istiyor. “Dijital olarak yoksul olmak” bu kişilere pahalıya mal oluyor.

Bu kişiler, toplumda geride bırakıldıklarını hissediyor. Utanç, öfke ve çaresizlikle, günlük hayatta yaşadıkları küçük düşürücü durumları anlatıyorlar. Bir kadın, torununa istediği hediyeyi alabilmek için para biriktirdiğini ancak kasada –torunu yanında olduğu hâlde– parası kabul edilmeyince kendini bir hırsız gibi hissettiğini söylüyor.

İsveç’in Nakitsiz Geçiş Süreci

İsveçliler, teknolojiyi erken ve eleştirel olmayan bir şekilde benimsemeleriyle tanınıyor –bu, ülkenin bir imajı hâline gelmiş durumda. 2017’de iş dünyası araştırmacıları, İsveç’te nakit paranın 2023 yılının ilk çeyreğinde tamamen önemsiz hâle geleceğini öngörmüştü. Bu tam olarak gerçekleşmese de tahminlere oldukça yaklaşıldı.

Son 150 yılda teknolojik yenilikler ve girişimcilik, ülkeyi ciddi bir yoksulluktan Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri hâline getirdi.

Bankaların ödeme ve kimlik doğrulama altyapısındaki yaygın rolü de İsveç’i özel kılıyor. Bankalar, yaygın kullanılan Swish ödeme uygulamasını geliştirdi ve vergi dairesi gibi kamu hizmetlerine erişmek için gerekli olan elektronik kimlikleri de bankalar sağlıyor.

Sonuç olarak, bir banka müşterisi değilseniz bu kamu hizmetlerine erişemezsiniz.

Pandemi sırasında, fiziksel parayla işlem yapmanın sağlık açısından bir risk olduğu korkusu, nakit kullanımına olan olumsuz görüşleri artırdı. İsveçli bir teknoloji girişimcisi, “Nakitten nefret ediyorum çünkü çok pis,” diyor.

Tüm bu faktörler bir araya gelerek modern bir İsveç toplumu yarattı: Dijital para iyi, nakit ise suç ve kirlilikle ilişkilendiriliyor. Nakit ödemelere bağımlı olan insanlar için bu damgalama, dışlanma duygularını artırıyor.

Diğer birçok ülkede olduğu gibi İsveç’te de tamamen nakitsiz bir ekonominin önümüzdeki yıllarda kaçınılmaz olduğu düşünülüyor. Ancak, yoksulluk nedeniyle nakite bağımlı olan insanlar, bağımsız bir şekilde yaşamlarını sürdürmek ya da faturalarını ödemek için gerekli araçlardan yoksun kalıyor.

Bu durum yalnızca pratik bir sorun değil, aynı zamanda duygusal bir mesele. Dijital ekonomide topluluk ve insan bağlantısının kaybolduğu hissi var. Konuyla ilgili olarak görüşülen kişilerden biri, “Bu sadece nakitsizlik değil. İnsanların kaybolduğunu hissediyorum,” diyor. “Robotlar gibi yaşıyoruz; buraya tıkla, şuraya tıkla. Dijitalleşme insanları yalnızlaştırdı.”