Almanya siyasi arenasında düşüşü uzun zamandır tartışılan Olaf Scholz hükümeti için kritik güven oylaması sonuçlandı. Federal Meclis’te yapılan oylamada şansölye Scholz, beklenildiği gibi güvenoyunu kaybetti. 733 milletvekilinden 394'ü hükümete güvenmediğini ifade ederken, yalnızca 207 milletvekili Scholz lehine oy kullandı. 116 milletvekili ise çekimser kaldı. Özellikle Yeşiller’in çekimser tutumu ve FDP’nin muhalefeti, koalisyonun çökmesine yol açtı.
Scholz, güven oylamasının ardından 25 dakikalık bir konuşma yaparak siyasi mesajlarını net bir şekilde iletti. “Siyaset bir oyun değildir” diyen Scholz, FDP’yi gerekli “ahlaki olgunluğu” göstermemekle suçladı. Aynı zamanda, siyasi istikrarsızlığın sona ermesi için erken seçim çağrısında bulundu.
Şansölye Olaf Scholz’un liderliğindeki SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan “Ampel” (Trafik Işığı) koalisyonu, güçlü ekonomik kriz, artan göç tartışmaları ve siyasi fikir ayrılıkları nedeniyle uzun süredir sallantıdaydı. FDP’nin vergi politikaları ve ekonomik yönetim konularındaki çekinceleri, koalisyon içindeki gerginlikleri artırdı. Scholz, bu nedenle meclisten güvenoyu talep ederek siyasi rotanın netleşmesini istedi. Ancak, FDP ve muhafazakar CDU/CSU bloğunun oyları ile hükümet düştü.
AfD’nin bazı üyeleri ise dikkat çekici bir şekilde Scholz lehine oy kullandı. Gözlemciler, bu durumu “siyasi kaos yaratma” amacına yormakta. Seçim atmosferine girilen şu günlerde, siyasi partiler arasındaki ayrışma iyice keskinleşti.
Ampel Koalisyonu, 2021 federal seçimlerinden sonra SPD, Yeşiller ve FDP’nin bir araya gelmesiyle oluşmuştu. Sosyal demokratların liderliğindeki bu çok renkli hükümet, ekonomik iyileşme, iklim politikaları ve sosyal adalet vaadiyle göreve başlamıştı. Ancak, koalisyon içindeki ideolojik farklılıklar ve ekonomik zorluklar, özellikle FDP’nin serbest piyasa odaklı liberal ekonomik politikalarıyla Yeşiller’in çevre odaklı programı arasında sürekli çatışmalara neden oldu. Sonunda bu ayrılıklar çözülemez hale geldi.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Federal Meclis’i fesh etmesi bekleniyor. Bu sürecin 21 gün içinde tamamlanması gerekiyor. Erken seçimlerin 23 Şubat 2025 tarihinde yapılması planlanıyor. Bu süreye kadar Olaf Scholz liderliğindeki SPD ve Yeşiller, azınlık hükümeti olarak görevini sürdürecek.
Erken seçim yarışı, özellikle CDU/CSU ve SPD arasındaki rekabetle şekillenecek. CDU/CSU, muhafazakar ve göçmen karşıtı politikalarıyla dikkat çekerken, SPD daha sosyal bir ekonomik programla öne çıkıyor.
Yeşiller, iklim değişikliğini merkeze koyan politikalarıyla çevreci bir yaklaşım sergiliyor. AfD ise AB’den çıkış ve göçmen politikalarındaki sert tutumuyla tartışmaların odağında.
Küçük partilerin durumu ise oldukça zor. Federal Meclis seçimlerine katılabilmeleri için binlerce imza toplamaları gerekiyor. 20 Ocak 2025 son tarihine kadar gerekli imzaları toplayamayan partiler, seçime katılamayacak.
CDU/CSU: Ekonomik büyüme, vergi indirimleri ve daha sıkı göçmen politikalarını savunuyor. Muhafazakar değerler ve güvenlik önlemlerini ön planda tutan parti, AB reformlarını da gündemine alıyor.
SPD: Sosyal adalet ve ekonomik eşitlik temelli politikalarla işçi haklarını güçlendirmeyi hedefliyor. Minimum ücret artışı ve kamu yatırımlarına öncelik verilmesi vaat ediliyor.
Yeşiller: İklim kriziyle mücadele ve yenilenebilir enerji yatırımlarını artırma sözü veriyor. Sosyal eşitlik ve sürdürülebilir kalkınma, partinin temel programını oluşturuyor.
FDP: Serbest piyasa ekonomisini destekleyen FDP, vergi kesintileri ve dijitalleşme yatırımlarını savunuyor. Devlet harcamalarını azaltarak ekonomik reformlar yapmayı planlıyor.
AfD: AB’den çıkış, göçmen karşıtı politikalar ve ulusal güvenliği güçlendirme programıyla seçmenlerine hitap ediyor. Euro karşıtlığı da partinin ana gündem maddeleri arasında.
Almanya’daki siyasi değişimler, Türkiye ile olan ekonomik ve siyasi ilişkileri de yakından etkiliyor. Almanya, Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından biri. CDU/CSU’nun seçilmesi durumunda, muhafazakar göç politikaları Türkiye’deki çalışan göçmenleri ve aile birleşim süreçlerini zorlaştırabilir.
SPD ve Yeşiller’in iktidarda kalması ise daha ılımlı bir politikayı sürdürebilir. Özellikle Yeşiller’in iklim ve sürdürülebilir enerji politikalarına verdiği destek, Türkiye’deki yenilenebilir enerji projeleri için önemli fırsatlar sunabilir. Bununla birlikte, Türkiye-AB ilişkilerindeki gerginlikler, hangi hükümet göreve gelirse gelsin, çözüme kavuşturulması gereken bir konu olmaya devam edecek.
Bundle'da Almanya ve 'Morning Bundle' editörü. Yeni içerikler üretir, film izleyicisidir, Calvino ve Vonnegut okurudur. Mizah basını ve grafik roman oburudur.
Solingen şehri, 650. yıldönümünü kutlamak için düzenlenen “Çeşitlilik Festivali” sırasında trajik bir olayla sarsıldı. Cumartesi akşamı yaşanan bı&cc...
Dünyanın gündeminde yer alan Amerikan seçimleri, eski Amerikan Başkanı Donald Trump’un zaferiyle sonuçlandı. Resmi sayımın hâlâ devam ettiği seçimlerde...