Almanya'daki aşırı sağ partinin seçim programı: Türkleri neler bekliyor?
A. Faruk Yıldız
16 Ocak 2025

Almanya için Alternatif (AfD) partisi, son dönemde özellikle göç, sosyal haklar ve tarihsel yaklaşımlarıyla tartışmaların merkezinde yer aldı. Parti programı ve liderlerinin söylemleri, Almanya'daki Türkler başta olmak üzere göçmenler için potansiyel riskler taşırken, tarihsel revizyonizm iddialarıyla ciddi tepkiler topluyor. Bu yazımızda AfD'nin programındaki olumsuz yönler, bu politikaların Almanya'daki Türkler üzerindeki etkileri ve parti liderlerinin Adolf Hitler ile ilgili açıklamalarının yarattığı sonuçlara odaklanacağız.

AfD parti programındaki dikkat çeken maddeler

AfD’nin çeşitli politika alanlarındaki yaklaşımları toplumun çeşitli kesimlerinde ciddi endişeler yaratıyor:

AfD kampanyaları: "Sınır dışı biletleri"

AfD’nin Baden-Württemberg eyaletindeki kampanyasında, göçmen kökenli kişilerin posta kutularına “sınır dışı biletleri” bırakılması, ciddi tepkilere neden oldu. Bu kampanya, toplumsal uyumu tehdit eden bir hareket olarak değerlendirildi. Kampanya kapsamında 20.000-30.000 broşür dağıtıldığı ve bunların özellikle göçmenlere yönelik olduğu iddia edildi. Karlsruhe Belediye Başkanı Frank Mentrup, bu kampanyayı toplumsal uyumu tehdit eden ve çizgiyi aşan bir eylem olarak tanımladı.

Aşırı Sağcılık Araştırma Enstitüsü’nden Rolf Frankenberger, bu eylemin Nazi dönemindeki ayrımcı uygulamalara benzediğini ifade etti. Sol Parti ve diğer siyasi gruplar, bu kampanyanın nefret suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Kriminal Soruşturma Dairesi, kampanya ile ilgili soruşturma başlattı ve AfD’ye yönelik eleştiriler arttı.

Elon Musk ile yapılan görüşme ve tepkiler

AfD lideri Alice Weidel’in Elon Musk ile yaptığı görüşme, büyük tartışmalara yol açtı. Görüşmede Weidel, Adolf Hitler’in “solcu” olduğunu iddia ederek tarihsel gerçekleri çarpıttı. Bu açıklamalar, uzmanlar tarafından şiddetle eleştirildi.

Lars Rensmann, Hitler’in milliyetçi, antisemitik ve aşırı sağcı ideolojisini vurgulayarak Weidel’in iddialarını “tarihsel olarak yanlış” şeklinde tanımlıyor. Stefanie Schüler-Springorum ise NSDAP’nin adında “sosyalist” kelimesi bulunmasına rağmen sosyalist fikirleri temsil etmediğini ve bu iddiaların gerçek dışı olduğunu belirtiyor. Udo Grashoff, Hitler’in klasik anlamda muhafazakâr olmadığını ancak Nazi rejiminin komünist düşmanlığında net olduğunu ifade ediyor.

Stefanie Schüler-Springorum, AfD’nin tarihsel revizyonizmini tehlikeli buluyor ve bu söylemlerin antisemitik ve ırkçı şiddeti önemsizleştirdiğini dile getiriyor.

Weidel’in bu iddiaları, AfD’nin aşırı sağcı kimliğini aklama çabası olarak yorumlanıyor. Uzmanlara göre bu tür açıklamalar, Alman toplumunda tarihsel bilinci zayıflatabilir.

Anket sonuçlarında AfD ne durumda?
Almanya'daki siyasi partilerin son anketlerdeki durumu

AfD’nin politikaları, toplumun farklı kesimlerinde rahatsızlık yaratmasına rağmen, parti popülerliğini koruyor. RTL/N-TV tarafından yapılan son ankete göre, AfD yüzde 20 oy oranıyla Almanya’nın en güçlü ikinci partisi konumunda. Ankete katılanların yüzde 41’i, göç politikalarında Alice Weidel’in en etkili lider olduğunu düşünüyor. Ekonomik büyüme ve vergi indirimi konularında da Weidel, diğer adaylarla kıyaslandığında yüksek bir güven oranına sahip.

A. Faruk Yıldız

Bundle'da Almanya ve 'Morning Bundle' editörü.