Son zamanlarda pek çok kişiden sıkça duyduğum bir cümle var: “Ben artık roman okumuyorum ya…” Hayır hayır, kitap okuma alışkanlığının azalmasından bahsetmiyorum. O zaten çağımızın getirdiği kronik sorunlardan bir tanesi. Burada bahsettiğim, artık pek çok kişinin roman okumayı vakit kaybı olarak görmesi ve bu yüzden okumaya ayırdıkları nadir zamanları da roman yerine kurgu dışı kitaplar okuyarak geçirmeyi tercih etmeleri. Çünkü, anladığım kadarıyla, bu kişiler; roman okumanın onlara hiçbir şey kazandırmayacağını ama kurgu dışı kitaplar okuyarak bilgi dağarcıklarını genişletebileceklerini düşünüyorlar.
Kimsenin kitap tercihine itirazım yok tabii. Benim itirazım; roman okumanın vakit kaybı olarak görülmesine. Neden itiraz ettiğimden bahsedeceğim ama oraya geçmeden önce;
“Hemen unutuyorum zaten, neden okuyayım?” argümanına da itiraz ediyorum. Zira bu çok yanlış bir bakış açısı bence. Evet üzerinden zaman geçince okuduğumuz romanların bir kısmını veya tamamını unutabiliyoruz ama bu çok doğal bir süreç. Zaten mesele kitapta olan her olayı hatırlamak da değil ki… Önemli olan o kitabın bizde bıraktığı etki, bize kattığı yeni bir bakış açısı, düşündürdüğü bir cümle veya hissettirdiği bir duygudur.
Biz farkında olmasak bile o romanın bize kattıklarını cebimize koyar, “kendimizin yeni ve daha iyi bir versiyonu” olarak hayatımıza devam ederiz.
“Hocama dedim ki: “Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şey kalmadı.” Bir hurma uzattı: “Bunu ağzında çiğneyip ye.” Sonra sordu: “Şimdi sen büyüdün mü”, "Hayır" dedim. “Büyümedin ama hurma vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, hücre oldu…”. Anladım ki, okuduğum kitap da öyle dağılıyor. Bir kısmı kelime dağarcığını zenginleştiriyor, bir kısmı bilgi ve irfanını artırıyor, bir kısmı ahlakını güzelleştiriyor, bir kısmı yazı ve konuşmada üslubuna incelik katıyor, bir kısmı hayata farklı bakmanı sağlıyor, bir kısmı içindeki sevgi merhameti, bir kısmı özgüveni artırıyor. Düşünmeni, sorgulamanı tetikliyor, olaylar karşısında nasıl davranman gerektiğini öğretiyor. Her ne kadar sen bunların farkında olmasan da… Kitap okumak bir şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar! O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkansızdır.”
Şimdi başa dönüyorum: Kitap okumak yalnızca “bilgi edinmek” için yapılan bir eylem değildir, olmamalıdır da. O zaman buyrun birlikte bakalım: Neden roman okumalıyız?
1- Ufkumuzu açar, umut aşılar.
Bir kere yaşadığımız şu ömrümüzde farklı dünyalar görmenin, bilmediğimiz kültürleri öğrenmenin, karşılaşma ihtimalimiz olmayan insanları tanımanın en hızlı ve ekonomik yolu hikayelerden geçer.
İnsanlar için ne kadar farklı hayat ve ihtimallerin, ne kadar çok sorun ve çözümün olduğunu romanlar sayesinde idrak ederiz. Dünyanın yalnızca içine doğduğumuz ortamdan ibaret olmadığını anladığımızda ise geleceğe umutla bakmak, kendimiz için daha fazlasını ve daha iyisini istemek kaçınılmazdır.
2- Hayata hazırlar, kendimizi keşfetmemizi sağlar.
Romanlarda anlatılan hikayeler, yazarın kurgusu da olsa gerçek hayatta karşılaşma ihtimalimiz olan şeylerdir. Viktorya döneminde geçen bir aşk hikayesini aynı şekilde yaşayamasak da aşk, aşktır işte… Biz de kendi çağımızda benzer hayal kırıklıklarını yaşayabilir, aynı ilişki örüntülerine sahip olabiliriz. Başımıza gelen veya gelebilecek olan olayları okumak yaşantımıza ışık tutar.
Üstelik romanlarda karşılaştığımız tüm olaylar, durum ve karakterler bize gerçek hayatta duyamayacağımız kadar detaylı ve her yönüyle anlatılır. Böylelikle sorgulama ve kendi değer yargılarımızı oluşturma imkanı bulur; kişiliğimizin değişmesinin ve gelişmesinin önünü açarız.
3- Ön yargılarımızdan kurtarır, empati yeteneğimizi geliştirir.
Bir katille, dedektifle veya tarihi bir kişilikle romanlarda tanışabilir; onların hayatlarına, zihinlerine, hatta duygu dünyalarına şahit olabiliriz. Neden öfkelendiklerini, ne zaman çaresiz hissettikleri veya nasıl mutlu olduklarını anlarız.
Bu karakterleri anlamak bize insanın ve hayatın tek boyutlu olmadığını gösterir. Her insanın ve koşullarının farklı olduğunu, her olayın her zaman göründüğü gibi olmayabileceğini fark ederiz. Bu sayede romanın sonunda yanlış bir şey yaptığı düşündüğümüz bir karakteri bile anlarken bulabiliriz kendimizi. Aşk-ı Memnu’nun Bihter’ine karşı da böyle hissetmedik mi mesela veya hiç mi kendimizi Raskolnikov’un yerine koymadık?
Romanlar sayesinde karşımızdaki insanlara ve olaylara karşı ön yargılarımız kırılır, insan ilişkilerimiz daha sağlıklı bir noktaya gelir. İhtiyacımız olan da bu değil mi aslında? Karşımızdakini biraz anlamaya çalışsak, olaylara bir de onun gözünden bakabilsek dünya daha iyi bir yer olmaz mıydı sizce de?
4- Muhakeme ve idrak yeteneğimizi geliştirir.
Bir bilgiyi teorik olarak bilmek her zaman işimize yaramaz, idrak etmemiz gerekir. Örneğin; kadınların toplum için ne kadar önemli olduğunu biliriz ama neden önemli olduğunu romanlar sayesinde idrak eder ve ancak idrak ettiğimiz şeyleri hayatımıza dahil edebiliriz. İdrak ve muhakemenin ise bizi “aydın bir insana” dönüştüreceği aşikardır.
5- Soyut düşünme becerimizi geliştirir.
Roman okumak soyut düşünme ihtiyacımızı giderir. İnsan tek yönlü, tek boyutlu, basit bir varlık değildir ve bu nedenle hayal etme, umut etme gibi bazı duyguları yaşamaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçları en iyi karşılayan şey de hikayelerdir. Roman okumaktan uzaklaşan insan; hayal etmekten, umut etmekten yani tümüyle soyut düşünmekten uzaklaşır.
Ancak insan soyut düşünceden uzaklaştı diye buna duyduğu ihtiyaç sona ermez. Bu durumdaki kişiler arada kalır, nedenini anlayamasalar da kendilerini boşlukta hissederler ve nihayetinde “sığ/yüzeysel” insanlara dönüşür, hayatlarını mutsuz ve tatminsiz olarak sürdürürler.
6- Kendimizi daha iyi ifade edebilmemizi sağlar, dile hakimiyetimizi geliştirir.
7- Zihni zinde tutar.
8- Keyifli zaman geçirmemizi sağlar.
9- Ve buraya sığmayan daha nice fayda…
Roman okumak emek ister; roman okurken hayal etmek, anlamlandırmak ve bazen de sorgulamak gerekir. İşte tam da bu yüzden genelde roman okumak ikinci plana atılır. Ancak bir kere daha hatırladığımız üzere; insanın kaç yaşında olursa, hangi durum veya konumda olursa olsun hikayelere duyduğu ihtiyaç bitmez. Unutmayalım ki, insanlık hikayelerle kurulmuş ve bugünlere hikayelerle taşınmıştır.
Roman okumanın önemini yabana atmayacağınız, daha güzel hikayeler okuyacağınız ve size ne kadar iyi geldiğini hissedeceğiniz günler dilerim…