İlaçların son kullanma tarihleri anlamsız mı?
Cenk Kayakuş
9 Aralık 2024

Çoğu zaman evdeki ilaçları son kullanma tarihi geçmeden tüketmek mümkün değildir: Bir bakmışız son tüketim tarihinin üzerinden aylar hatta yıllar geçmiş. Bu tarihin aslında ne anlama geldiğini aslında çoğu kimse bilmiyor: Elinizdeki ilaç artık tehlikeli mi, yoksa sadece etkisiz mi? Kullanarak kendinize zarar mı verirsiniz?

Son kullanma tarihleri aslında biraz keyfi

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), ilaç üreticilerinin 1979’da ilaçlara son kullanma tarihi koymasını zorunlu kıldı. Ancak bu tarihlerin nasıl belirleneceği konusunda şirketlere bir talimat vermedi. Çoğu firma, her bir ilacı geliştirme sürecinde sistematik olarak test etmenin pahalı bir iş olduğunu düşünerek, ilaçların tam olarak ne zaman bozulmaya başladığını belirlemek için özel bir çalışma yapmadı. Bunun yerine, genellikle üretim tarihinden birkaç yıl sonraki bir tarihi seçip ilacın o tarihteki etkinliğini test ettiler. Eğer ilaç hâlâ başlangıçtaki kadar etkiliyse, o tarihi son kullanma tarihi olarak belirlediler.

Bu, ilaçların son kullanma tarihlerinin aslında bir “bu tarihten sonra ilacı kullanmanız kötü olur” tarihi değil, daha çok bir “bu tarihten öncesinde kullanmanız iyidir” tarihi olduğu anlamına gelir. Eczacı ve toksikolog Lee Cantrell “Çoğu ilaç için bu tarihler üretimden yaklaşık üç yıl sonrasına ayarlanır,” diyor.

Ancak, birçok ilaç üç yıldan çok daha uzun süre etkinliğini korur. 2012’de Cantrell ve bazı meslektaşları, son kullanma tarihini onlarca yıl geçmiş bir dizi ilacı (asetaminofen, sedatif fenobarbital ve opioid hidrokodon gibi) test etti ve bunların %86’sının aktif bileşenlerinin hedeflenen konsantrasyonlara sahip olduğunu buldu. Birkaç yıl sonra, Alman araştırmacılar benzer bir çalışma gerçekleştirdi ve benzer sonuçlara ulaştı.

Bu Alman araştırmacılardan biri olan Würzburg Üniversitesi’nden farmasötik kimyager Ulrike Holzgrabe, bu bulguların ilaç şirketlerinin son kullanma tarihlerini daha titizlikle belirlemesi gerektiğini gösterdiğini söylüyor: “Bir ilacın ruhsatlandırılmasından sonra, şirketler ilaçları 10 yıl daha saklamalı ve her yıl stabilitesini analiz etmeli.”

“Ancak, burada açık bir caydırıcı etken var,” diyor Cantrell: “Belirli ürünlerin sandığımızdan çok daha uzun raf ömürleri olduğunu kanıtlamak, onları daha az yenilememiz anlamına gelir ve bu da satışları azaltır. Bazı ilaç üreticileri, ürünlerinin son kullanma tarihlerini aştıktan sonra da etkili olduğunu kanıtlayan çalışmalar yapmış olabilir, ancak ‘bu verileri asla yayımlamazlar’ çünkü bu onların çıkarına değildir.”

Etkili olmaya devam eden ilaçları değiştirmek hem israf hem de pahalıdır. İlaç stoklarını daha iyi değerlendirmek amacıyla, ilaç depolayan federal kurumlar -örneğin ABD’deki ordu veya Gaziler İşleri Dairesi- 1980’lerde FDA’dan bazı ilaçların resmi raf ömürlerini uzatmasını istedi. FDA, bu ilaçları son kullanma tarihine yaklaşırken test etmek için Raf Ömrü Uzatma Programı’nı geliştirdi.

Yine de bu uzatmalar yalnızca belirli durumlar için ve yalnızca devlet kurumlarına ait eczaneler için gerçekleşiyor. Son kullanma tarihleri bir ilacın gerçek ömrünü tam olarak temsil etmese de, mevcut sistem bunu hesaba katmıyor.